24 Ağustos 2009 Pazartesi

ROCK’N ROLL TEKNESİ


Dağıtımcılar bir filmi gösterime sokmak için ne gibi kriterlere bakıyor bunu çok merak ediyorum. Ya da iyi bir filmden anladıkları ne? “Testere” serisi onlar hakkında bir fikir sahibi olmamızı sağlar mı?  Belki de bu durum, vizyona hangi filmin çıkacağına karar verenlerin kendi vizyonlarının olmaması diye açıklanabilir.

İşte karşınızda dağıtımcıların ilgisizliği veya bilgisizliği yüzünden ülke coğrafyasında vizyon görememiş bir enfes film daha. “The Boat That Rocked”.

Filmin kamera arkasında ki isim, senarist-yönetmen Richard Curtis. 

Yönetmen olarak “Love Actually” ile kitlelere kendini tanıtan  ve yeni işleri merak ve takip edilen Curtis’in, senaryo yazarı olarak katkıda bulunduğu filmler arasında, ‘Nothing Hill’, ‘ Four Weddings and a Funeral’, ‘Bridget Jones’s Diary” ve devam filmi “The Edge  of Reason” gibi hafızalarda belli bir tat bırakan filmler bulunuyor.

Oyuncu kadrosu ise iştah kabartan cinsten. Bill Nighy (oyuncu olmasa Rock yıldızı olabilirmiş!) Kenneth Branagh, Philip Semour Hoffmann, Nick Frost ve muhteşem Rhys Ifans.

İngiltere’de 60’lı yıllarda radyo yayını tekelini elinde bulunduran BBC, haftada sadece iki saat Rock’N Roll yayını yaparken, Kuzey denizinde demirlemiş bir gemiden 24 saat Rock’n Roll hizmeti sunulmaktadır.

Radio Rock isimli bu korsan radyoda her birinin ayrı hikayesi olan Dj’ler gün boyu muhteşem müzikleri fanatikleriyle paylaşmaktadırlar. Teknenin Amerikalı Dj’i Kont, hiç bir şekilde konuşmayan, yakışıklı ve kızların sevgilisi Midnight Mark, ortamın avanak aptisi Thick Kevin, haberleri sunmaktan başka bir şey yapmayan, On-the-Hour John, entel Dave ve ortalarda gözükmemeyi başaran folk müzik ve uyuşturucu sevdalısı gece Dj’i Wee Small Hours Bob. Gemide kadın uğursuzluk getirir derler ya. Bu gemide bir tane kadın var ama oda lezbiyen.. Çalışanların yemeklerinden sorumlu kendisi. Bir de filmin en bomba karakteri olan Gavin var tabiki.

24 saatlik korsan yayın ve yayında olan bitenler, tutucu ve çay sever İngiliz parlemantosunun pek hoşuna gidecek cinsten değildir.  Hükümetin bakanlarından Dormandy neredeyse tüm hayatını bu korsan radyo ile mücadeleye adamış manik-depresif bir karakterdir. Yeni yasalarla onları yok etmenin peşindeki Dormandy, Branagh’ın elinde inanılmaz bir karaktere dönüşüyor. Ettiği küfürlere dikkat!

Bir dönem filmi olarak da görebileceğimiz filmde müzikler muhteşem ve filmin hikayesine tam anlamıyla hizmet ediyor. Bu yönüyle ilgiyi hak ediyor. Bir sahnede Sergio Leone ve Ennio Morricone’e bile saygıda kusur edilmiyor.

Filmin içinde çalanlar arasında kimler yok ki. Jeff Beck, The Who, The Hollies, Skeeter Davis, Cream, Jimi Hendrix, Otis Redding, The Supremes, The Turtles, The Kinks ve Smokie Robinson ilk elden akılda kalan isimler.

Hikayesi, oyunculukları, müzikleri, klasik ingiliz aksanıyla içinde güzel tatlar barındıran bu filmi dağıtımcıların insafına bırakmadan bir yerleden bulun edinin izleyin önerin... Bu tekneye bindiğinizde inmek istemeyebilirsiniz. Çünkü bu teknede Rock’n Roll dünyasına ait ne varsa hepsi bir arada.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder