19 Ağustos 2010 Perşembe

Az zaman, çok iş


Kusurlarıyla göz kamaştırıyor.

Renk paletindeki kırmızı ve yeşili göremeyen renk körü bir yönetmen nasıl film çeker? Yanıt: Akıl Defteri, Batman Başlıyor, Uykusuz, Prestij, Kara Şövalye ve nihayetinde Başlangıç gibi her biri ayrı başarılara imza atan filmler. Kısacık kariyerine bu olağanüstü işleri sıkıştıran 1970 doğumlu Christopher Nolan işte böyle bir yönetmen.

Evine giren bir hırsızdan yola çıkarak çektiği 1998 yapımı Takip'le tüm dikkatleri üzerine toplar. Katıldığı birkaç önemli festivalden de eli boş dönmez. Hollywood sistemi içinde, bir film ilk defa yapılıyor ve yapılan film bilinen hiçbir kalıba uymuyor, üstelik buna rağmen büyük bir başarı sağlıyorsa, muadili ardından gelecektir. Bunu sağlayan, yenilikçi, devrimci, özgün işler ile nitelikli senarist ve yönetmenliğin aynı zeminde buluşması. Tarantino'nun 1994'te Ucuz Roman'la denediği yenilikçi kurguyu bir adım öteye taşıyan 1997 yapımı Akıl Defteri'nin yaptığı da tam olarak buydu. Film sondan geriye doğru bir kurguyla yol alırken, seyirciyi zihnin labirentlerinde merak duygusuyla dolu bir gezintiye çıkarıyordu. Akıl Defteri'nin bu benzersiz deneyimi çok geçmeden karşılığını buldu.

Sinefiller tarafından takip edilecekler listesine alınan Nolan, Akıl Defteri'nin hemen ardından çektiği filmle, kısa filmografisine en zayıf halkayı ekleyiverdi. Zira 1997 Norveç yapımı Uykusuzluk'u 2002'de neredeyse birebir çekmekle o güne kadar edindiği hayran kitlesini hayal kırıklığına uğrattı. Al Pacino ve Robin Williams'a rağmen film tutmamıştı. Bu iş kazasından sonra üç yıllık bir sessizliğe gömülen Nolan, sahalara muhteşem bir dönüş yaptı: Batman Başlıyor.

Bir başka dahi yönetmen Tim Burton'ın hayat verdiği; memur şahsiyetli Joel Schumacher'in ellerinde, zırhında meme uçları olan bir ucubeye dönüşen Batman'in son halkası, Nolan'ın tahmin edilemeyen zihnine teslim edildi. Nolan, Batman Başlıyor'u büyük bir gizlilik içinde bitirdiğinde sonuç tam anlamıyla muhteşemdi. Kara filme öykünen, hikâyeyi baştan sona ele alan fantastik yapısı ve olay örgüsüyle film, hem ticari hem de eleştirel anlamda çok ciddi bir başarı kazandı. Yetenekli oyuncu Christian Bale ise yeni yarasa adam olarak parıldıyordu.

Her yönetmenin çalışmayı sevdiği ve en iyi uyumu yakaladığı bir fetiş oyuncusu vardır. Bale ve Nolan ikilisi Batman Başlıyor'un ardından ikinci birlikteliğini 2006'da Prestij'le yaşadı. Sihirbazlar arası gerilimli rekabeti anlatan film, David Bowie'nin hayat verdiği Nicola Tesla karakteriyle unutulmazlar arasına girdi. Kısa zamanda konuşulacak çok iş yapmayı başaran Nolan, kariyerinin başyapıtını yine bir Batman filmiyle ortaya koydu. Kara Şövalye filminde Batman'in karanlık sert dünyasını usta işi aksiyonla harmanlayarak hayran kitlesini katlayan Nolan, artık 2000'li yılların en önemli insanlarından biri haline gelmişti.

Biz sinemaseverler, filmler hakkında geniş bir bilgiye sahip olmayı isteriz. Fragmanları izler, film hakkında çıkan yazıları ve eleştirileri okur, yıldız puan oranlarına bakar, tercihlerimizi ona göre şekillendiririz ve filmi izleriz. Nolan'ın en büyük zevkiyse bir sinema salonunda hakkında hiçbir şey bilmediği filmleri izleyip yerinde keşfetmek. Yönetmenin bu zevkinin kendi çalışma tarzına da sirayet ettiğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Öyle ki Nolan, bir filme başladığında bütün perdeler sıkı sıkı kapatılıyor ve son ana kadar yeterli bir bilgiye ulaşamıyorsunuz. Bu yöntemin hem ticari hem sinemasal olarak karşılığını bulduğunu söylemek de boynumuzun borcu. Son işi Başlangıç'ı tam olarak kesif bir sis perdesi altında çeken yönetmen, beklentileri fazlasıyla karşıladı. Başlangıç'la birlikte onun da alameti farikaları su yüzüne çıkıyor.

Bir Nolan filmi nasıl olur diye sorulduğunda cevap şu şekilde olacaktır: Film pat diye başlar, izleyiciyi merak duygusu içinde bırakır, karakter gelişimiyle birlikte izleyen de gelişir, karanlık hikâyeleri tadını kaçırmayacak derecede aksiyonla süsler, entelektüel seviyesi bir Hollywood filminden beklenmeyecek derecede yüksek olur. Belki de renk körü olması dışında tek kusuru sayılabilecek bu entelektüel tavır kimilerinin hoşuna gitmese bile, başarısının sırrı kesinlikle bu kusurda yatıyor.

1 yorum:

  1. bir insanın yaptığı filmlerin hepsi mi iyi olur,başarılı dediğimiz çoğu yönetmenin en 1-2 vasat filmi de vardır ama Nolan tüm filmleriyle takdire şayan.ilerleyen zamanlarda çok daha iyi filmler yapacak zannımca...

    YanıtlaSil