
24 Mart 2009 Salı
2008'İN EN İYİ 10 FİLM AFİŞİ (BANA GÖRE!:)

ROBOCOP&ARONOFSKY

Evet başlıkta okuduğunuz gibi:)
23 Mart 2009 Pazartesi
YENİDEN KEŞFET: THE ABYSS

Son bir kaç gündür sinema eleştirmeni Burak Göral'ın 'Neden Bazı Filmler Daha İyi' isimli kitabını okuyorum. Seçkisiyle ve anlatımıyla ilgiyi ve arşivlik olmayı hak eden bir çalışma. Yazarın beğenileri doğrultusunda anlatılan 16 film içinden, James Cameron imzalı 'Aliens' ı okurken, Cameron'un bir diğer başyapıtı 'Abyss' çok zamandır izlemediğimi fark ettim. Doğrusu bu filmi pek fazla da anımsamıyordum ismi dışında. Yeniden keşfetmenin verdiği heyecanla tekrar izlediğimde gördüğüm şey, bu filmin gerçekten zamanının çok ötesinde bir film olduğu idi.
22 Mart 2009 Pazar
ODAK NOKTASI- MARISA TOMEI

Geçtiğimiz Cuma ülkemiz sinemalarında vizyona giren ‘The Wrestler’da Mickey Rourke ile birlikte başarılı bir performans sergileyen Marisa Tomei, ‘Odak Noktası’ isimli köşemizin ilk konuğu.
İngilizce öğretmeni bir anne (Patricia) ve avukat bir babanın (Gary) kızları olarak 4 Aralık 1964 Brooklyn’de doğdu. Küçükken sahip olduğu ağır Brooklyn aksanından öğretmen annesinin gerekli yardımlarıyla kurtulan Tomei, 1982 yılında Edward Murrow Lisesi’ninden mezun oldu. Eğitimine Boston Üniversitesi’nde devam eden oyuncu, burada fazla kalmayarak bir yıl sonra soluğu New York Üniversitesi’nde alır.
1992 yılı onun için atağa geçme yılıydı ve nitekim öyle de oldu. Jonathan Lynn’in yönettiği ‘My Cousin Vinny’ de ki ‘Mona Lisa Vito’ rolüyle harikalar yaratırken, Akademi bu emeği es geçmeyip kendisine ‘En iyi Yardımcı Kadın’ Oscar’ını takdim etti. Aynı yıl Sir Richard Attenbrough’un ‘Chaplin’ filminde de başarılı bir oyunculuk sergiledi. Bir yıl sonrasında ise ‘Untamed Heart’ de ki garson kız olarak belleklere iyiden iyiye kazınan Tomei, peşi sıra çevirdiği filmlerle yerini sağlama aldı.
2001 yılına gelindiğinde, Todd Field yönetiminde, usta oyuncular Sissy Spacek ve Tom Wilkinson’la başrolleri paylaştığı ‘In The Bedroom’ filmiyle bir kez daha ‘En iyi Yardımcı Kadın’ Oscar’ına talip olur ama ödülü ‘A Beautiful Mind’ daki yorumuyla Jenniffer Connelly’e kaptırır. Törenden buruk ayrılan yıldızımız kendini Adam Sandler ve Jack Nicholson ile birlikte ‘Anger Management’in setinde bulur.
42 yaşında iken, efsane yönetmen Sidney Lumet’in ‘Before the Devil Knows You're Dead’ filminde, ilk kez güzelliğini cömertçe sergiler. Daha filmin açılısında Philip S. Hoffman ile yataktadır ve bu sevişme sahnesinde kendisinin hemen her yerine vakıf oluruz.Bu sahne o kadar gerçekçi görünmektedir ki sonrasında Hoffmann, tamamen bir rol olduğunun altını çizmek durumunda kalmıştı. Ama kadın kısmı bu konuyla ilgili sessizliğini şimdiye kadar bozmuş değil.
Son olarak Darren Aronofsky filmi ‘The Wrestler’ ile yine bizleri kendinden mahrum etmez ve loser bir striprizciye hayat verir. Bu rol ona kariyenin üçüncü Oscar adaylığını getirecektir ama ikinci kez eli boş dönecektir.
ARKA ODA BİLGİLERİ
Okuduğu liseden mezun olanlar arasında, aktör kardeşi Adam ve son filminde oyunculuk yaptığı ünlü yönetmen Darren Aronofsky’de bulunuyor.
Mısır Tanrı’sı Ra’nın gözlerinin olduğu bir dövmeye sahip.
Kendisine sevgili olarak sırasıyla, 90’ların başında Robert Downey Jr., sonunda (1999) Dana Ashbrook, Frank Puglise ve tarihler 2009’u gösterirken 1976 doğumlu Logan Marshall Grenn’ı seçti.
19 Mart 2009 Perşembe
Acı Kayıp

Geçtiğimiz günlerde Kanada' da yaptığı kayak sırasında geçirdiği kaza sonucu başından yaralanan ünlü oyuncu Natasha Richardson, tedavi gördüğü New York Lenox Hill Hospital'da yaşama veda etti.
Vizyonda Bu Hafta Bunlar Var...






18 Mart 2009 Çarşamba
Norveç Güneşi!....

16 Mart 2009 Pazartesi
30 Yönetmen, 35 Akla Zarar Film ve 1 Olmamış Kitap!

Sinema eleştirmeni Tunca Arslan, üç yıllık Çin macerasından sonra sevenlerinin karşısına yeni bir 'çıkıntı' kitapla çıktı. Kitap 1980'den başlayarak günümüze kadar çekilmiş en kötü, en akla zarar yerli filmleri anlatıyor. O tarihten beri Tunca Arslan'a göre 35 akla zarar film çekilmiş. (Daha fazla olabilmesi için Alin Taşçıyan'ın da katkısı olabilirdi ama o zaman 1980 ve sonrasını hiç yaşanmamış kabul edebilirdik mazallah!)
Confucious vs. Chow Yun-Fat!!!


"Crouching Tiger, Hidden Dragon" ın yıldızı Chow Yun-Fat, 2500 yıl önce yaşamış ve öğretileri günümüze kadar gelen filozof Konfüçyüs'ü canlandırıyor. Çin hükümeti tarafından finanse edilen yarı biyografik filmden Yun -Fat, 22 Milyon Hong Kong doları (yani 2.8 milyon dolar) ücret alacak. Filmin çekimlerine bu ay sonuda Çin'in Hebei eyaletinde başlanıyor. Proje, Çin Halk Cumhuriyeti'nin 60.yıl kuruluş (1949) etkinlikleri arasında yer alıyor.
15 Mart 2009 Pazar
Sık Sık Stiller! Nereye kadar?...

Geçtiğimiz sezon 'Tropic Thunder' ile yönetmenlik becerisini tasdikleyen Stiller ardı ardına yeni filmleriyle seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Gösterime girmek için gün sayan 'Night at the Museum: Battle of the Smithsonian'dan (vizyon tarihi 22 Mayıs) hemen sonra 'The Marc Pease Exprience' da boy gösterecek. (Gösterim tarihi henüz belli değil). Bu iki film bu yılın mahsülleri. 2010 için ektiği film sayısı ise 3! İlki 'Tropic Thunder'dan rol arkadaşı Rober Downey Jr. ve '30 Rock' yıldızı Tina Fey ile 'Master Mind' isimli animasyonda seslendirme yapacak. Ardından Noah Baumbach (Margot At Wedding) yönetmenliğinde 'Greenberg' de yer aldıktan sonra memur yönetmen Shawn Levy'in çekeceği 'The Hardy Men' de oynacak. Ne diyelim bol kazançlar!.. Umarız sık sık karsılaşmaktan sıkılmayız kendisinden...
14 Mart 2009 Cumartesi
X-MEN BAŞLANGIÇ: WOLVERINE
Branagh ve Thor!?*'!%^/

Çizgi romandan beyazperdeye geçişler hız kesmiyor. Gelen son haberlere göre, daha çok Shakespeare uyarlamalarıyla (Hamlet, Much Ado About Nothing) tanıdığımız ve sevdiğimiz aktör-yönetmen Kenneth Branagh, Marvel Comics'in Thor romanına gözünü dikmiş vaziyette.
12 Mart 2009 Perşembe
Demir gibi kadro!
Mickey Rourke ve Scarlett Johansson ‘Iron Man2’nin kadrosunda!
Rourke’un oynacağı karakter henüz kesinleşmezken (Russian Villian veya Dynamo olacak) ama Johansson’un karakteri ‘Black Widow’ olarak yazılmaya başlandı.
İkinci film yönetmeni ilkinde olduğu gibi yine Jon Favreau. İlk filmde Albay Rhodes’u canlandıran Terrence Howard’ın yerine Don Cheadle getirildi. Howard devam filminde de oynamak istemesine rağmen Favreau kendisine son dakika golü atmıştı geçtiğimiz günlerde.
Iron Man 2’nin şimdilik belli olan kadrosu…
Robert Downey Jr., Mickey Rourke, Scarlett Johansson, Samuel L. Jackson, Sam Rockwell, Don Cheadle, Gwyneth Paltrow…
Dedikodu düzeyinde olanlar ise; filmde Tony Stark’ın babasını oynaması için düşünülen ve görüşülen kişi Tim Robbins. Stark’ın evindeki yapay zeka robotunu seslendirmesi için teklif götürülen isim ise Paul Bettany.
Filmin 7 Mayıs 2010’da vizyona girmesi öngörülüyor…
06.05.2011

Bu tarihi not edin. Çünkü Sony ve Marvel ortak açıklama yaparak “Örümcek Adam” serisinin 4.bölümü için 6 Mayıs 2011 tarihini verdiler.
Filmin yönetmen koltuğunda Sam Raimi oturuyor (zaten başkası düşünülemezdi!). Kirsten Dunst (Mary Jane Watson) ve Tobey Maguire (Peter Parker-Spider-Man) şimdilik yerlerinde duruyorlar. İlk üç filmden farklı olarak senaryo ekibinde değişiklik söz konusu; JamesVanderbilt (Zodiac, Darkness Fall) ve David Lindsay-Abaire (Inkheart) 4.film için kalemlerini oynatacak isimler. Bakalım bu ikili Örümcek Adam’ın karşısına hangi kötüyü çıkartıcak! (Lizard ve bir şekilde Venom olursa tadından yenmez)
Stallone neyin peşinde?

Tüm aksiyon yıldızlarını yazıp-yöneteceği yeni filmi 'The Expendables' da oynatma peşinde...
Drag Me to Hell-Fragman yayınlandı!

Sam Raimi nihayet köklerine geri döndü ve yeni bir korku masalıyla 29 Mayıs'ta görücüye çıkmaya hazırlanıyor.
11 Mart 2009 Çarşamba
28. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ
04-19 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan 28. İstanbul Film Festivali’nin merakla beklenen programı açıklandı. (http://www.iksv.org/film/basin_bulten.asp?cid=275) Festival her zamanki gibi ilgiye değer filmleri içinde barındırıyor. Akbank Galaları kapsamında 9 film gösterilecek (The Hurt Locker, Der Baader Meinhoff, Adoration, Sunshine Cleaning, Mammoth, Il Divo, Ricky, Fifty Dead Men Walking ve Milk). Uluslararası Yarışma bölümünde ise, “Rumba” (Dominique Abel), “L’heure D’ete” (Oliver Assayas), “Disgrace” (Steve Jacobs) ve Tony Manero (Pablo Larrin) öne çıkan filmler olarak göze çarpıyor. Festivalin “Türk Sineması 2008-2009” başlığı altında programa aldığı filmlerden “Başka Semtin Çocukları”, “11’e 10 Kala”, “Süt” ve “Kara Köpekler Havlarken” dikkate değer. Bu yıl festivalin Onur Ödülleri ise Agah Özgüç, Hale Soygazi ve Erdoğan Tokatlı’ya veriliyor. Dünya sinamasına yön vermeyi sürdüren ödüllü usta yönetmenler içinde “Yıllara Meydan Okuyanlar” bölümü hazırlanmış. Bu bölümde, Angelopoulos, Chabrol, Skolimowski ve Troell gibi üstadların en son filmlerini izleyebileceğiz. Festivalin bu yılki hedef ülkesi “Gümüş Ülke, Altın Sinama: ARJANTİN” başlığı altında toplam 8 film gösterilecek. Ustalara saygı unutulmamış ve sinamacı, gazeteci, fotoğrafçı, senaryo yazarı Pulitzer ödülü sahibi gibi bir çok karpuzu koltuk altında taşıyan Raymond Depardon’un 8 önemli çalışmasına yer verilmiş. “Anılarına” isimli bölümde ise artık bu dünyada sadece bıraktıklarıyla var olmaya devam eden Elia Kazan, Paul Newman, Syndey Pollack, Yusuf Şahin unutulmamış. Festival kapsamındaki etkinliklerde ise 10 Nisan Cuma günü Boğaziçi Üniversitesinde düzenlenecek olan Sinema Dersi: Peter Greenaway ise kesinlikle kaçırılmaz.
TAKİBE ALINACAK 7 FİLM
MILK
Yönetmen: Gus Vant Sant
Oyn: Sean Penn, Emile Hirsch, Josh Brolin
Ödül avcısı bir film. Sekiz dalda Oscar adaylığı alan Milk, En iyi Özgün Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu ödülüyle yetinmek zorunda kaldı. Eşcinsel kimliğini gizlemeyen San Francisco İdari Meclis üyesi Harvey Milk’in (Sean Penn) çetrefilli yaşam öyküsüne odaklanan filmin yönetmeni , “Good Will Hunting” “My Own Private Idaho” “Drugstore Cowboy” gibi filmleriyle ismini listelere yazdıran Gus Vant Sant.
DER BAADER MEINHOFF
Yönetmen: Uli Edel
Oyn: Martina Gedeck, Moritz Bleibtreu, Johanna Wokalek
Alman sinemasının şimdiye dek çekilmiş en yüksek bütçeli filmi. 2009 Oscar yarışında Almanya adına En iyi Yabancı film kategorisinde yarıştı. Ülkedeki radikal solun temsilcisi olan Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun başlangıcından çete liderinin hapiste intihar ettiği döneme dek gelişen olaylara odaklanıyor.
FIFTY DEAD MEN WALKING
Yönetmen: Kari Skogland
Oyn: Ben Kingsley, Jim Sturgess, Kevin Zegers
Sinemada artık bir kampanya başlatılmalı ve eşcinsellik, yahudi soykırımı ve IRA ile ilgili filmler çekilmesin artık. Çünkü artık yeterince izlemedik mi bu konuları ve en iyileri çıkmadı mı hiç!? Buna rağmen bu filmi görmek için bir neden varsa oda usta oyuncu Ben Kingsley (son dönemde oynadığı ucuz yapımları görmezlikten geliyoruz) ile Across the Universe’de ki başarılı performansıyla zihinlerde yer edinen Jim Sturgess’dır.
THE HURT LOCKER
Yönetmen: Kathryn Bigelow
Oyn: Jeremy Renner, Brian Geraghty, Guy Pearce, Ralph Fiennes. David Morse, Evangeline Lilly
Amerika’nın Irak ‘la olan davası bitmek bilmiyor. Artık pek bir gizliliği kalmayan Askeri Patlayıcı Madde İmha Timi’yle ilgileniyor yapım. Çok şık patlama sahneleri olduğunu söylebiliriz. Yine de Bigelow “Point Break” ve Strange Days” zamanlarını aratmaya devam ediyor. Cast’de ismi geçen iki usta oyuncu Pearce ve Fiennes ise sadece 15 dakika gözüküyorlar. Lost dizisinden tanıdık bir simada sadece boy göstermekle yetiniyor...
ADORATION
Yönetmen: Atom Egoyan
Oyn: Arisnee Khanjian, Devon Bostick, Scott Speedman, Rachel Blanchard
Usta yönetmen Atom Egoyan’dan nitelikli bir çalısma daha. Cannes Kiliseler Birliği’nden aldığı ödülle ilgiyi hak ediyor. Filmin süprizi ise daha çok aksiyon ve gerilim filmlerinden tandığımız Scot Speedman.
SUNSHINE CLEANING
Yönetmen: Christine Jeffs
Oyn: Amy Adams, Emily Blunt, Alan Arkin
Litte Miss Sunshine’ın yaratıcı ekibi yine iş başında. Yine bir aile ve etrafında gelişen karanlık bir öykü. Oyuncu kadrosu itibariyle de göz dolduruyor.
MAMMOTH
Yönetmen: Lukas Moodysson
Oyn: Gael Garcia Bernal, Michelle Williams, Marife Necesito
Lilja4-Ever ve A Hole in My Heart (bu film Türk Ceza Kanunu sayesinde yasaklı filmler listesinde) dikkatleri üzerine çeken İsveç sinemasının yükselen değeri Lukas Moodsson’un son çalışması. Büyük bütçe ve yıldız isimlerle ilk kez çalışan yönetmenin göstereceği performans merak konusu. Filmin bir özelliği ise üç farklı kıtada üç yılda çekilmiş olması.
Kaynak ve detaylı bilgi: http://www.iksv.org