
23 Temmuz’da vizyona girecek filmi izledik. Notlar aldık. Not verdik...
Film popüler bir televizyon animasyonundan beyazperdeye uyarlandı.
Animasyonun yaratıcıları Michael Dante DiMartino ve Bryan Konietzko. Bu iki isim, yarattıkları eserin “çapını bilmez bir yönetmen” elinde garabete dönüşmesinden sonra, bir adaya gidip tüm insanlığa sırtlarını dönseler yeridir.
Filmin evrildiği animasyonu sağdan soldan dinlediğim kadarıyla biliyorum. Ama animasyonun hayranları için de izlendikten sonra acı bir deneyim olacağından hiç şüphem yok...
M.Night Shyamalan’ın, zaten hazır olan yapıya (bkz. orjinal animasyon serisi) ve yönetip senaryosunu yazdığı filme en ufak bir katkısı yok. Bu film onun Hollywood’daki son büyük işi olabilir. (bütçe olarak tabi, kalite değil hani)...
Filmde karakter ve hikaye gelişimi diye bir şey sözkonusu değil. Sokka’nın Kuzey Su Krallığı prensesiyle olan ilişkisi o kadar hızlı ki ne olduğunu, niye olduğunu anlamıyorsunuz bile... Zamane ilişkilerine bir gönderme olabilir mi diye tuhaf bir hisse kapılıyorsunuz...
3D hadisesi sonradan masa başında yapıldığı için tat vermiyor. Tat vermediği gibi filmi daha karanlık hale getiriyor. Gözlüklerinizi açılışta ve kapanışta taksanız yeridir.
Orjinal animasyondaki hikayeyi yetişkinlere satamayacağını ve böylelikle gelirden olacağını düşünen cingöz yapımcıların filme katkısı büyük. Her katkı olumlu yönde işlemiyor tabi. Animasyonun tersine karanlık bir evren haline sokulmuş tüm mit. Çocuksu tarafları tamamen törpülenmiş...
Filmin teknik işçiliğinin zirve yaptığı anlar suyun büküldüğü anlar. Gerisi tamamen baş ağrısı şeklinde vücudunuza giriyor...
Oyuncu seçimleri tipleme olarak belki ilk bakışta doğru gibi gözükebilir, Ama oyuncu yönetimi ve oyunculuk namına bir parıltıya rastlayamamak filmin bol olan eksiler hanesine bir çentik daha atılmasını sağlıyor.
Filmin müzikleri bile duygudan o kadar uzak ki... Usta kompozitör James Newton Howard imzalı müzikler acele yapılmış hissini uyandırıyor. Filmin kendisi gibi... Her şeyi geçtim, final sahnesinde mıymıntılık yaratan o müzikler neydi allah aşkına?...
Dipnot: Filmi rahatsızlık veren 3D olarak sinemada izlemek yerine, DVD’de patlamış mısır ve tercih edeceğiniz bir sıvıyla evinizde izleyin. En azından sıkıldıkça gidip çişinizi falan yaparsınız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder